20 Nisan 2012 Cuma

Japon Sineması

Dünya sinemaları içinde çok özel bir yere sahip olan “Japon sineması” nedendir bilinmez sadece Akira Kurosawa ile anılıyor... Oysa Japonya sineması, büyük usta kurosawa’dan başka daha nice ustalar, nice önemli filmler kazandırmıştır dünya sinemasına.
Son yıllarda batının birçok film’i özgün Japon sinemasından alıntıdır. Özellikle korku türünde başarılı senaryolara imza atan Japon senaristler Hollywood’un birçok yapımına ilham kaynağı olmuştur.
Akira kurosawa gibi dev bir ustaya sahip bu ülke sineması şimdilerde özellikle korku ve gerilim filmleriyle yükselip zirvede yerini almış durumda. Hideo Nakata , Takeshi Miike , Takeshi Kitano gibi yaratıcı yönetmenler korku sinemasının klasik ögelerini kendi zengin kültürleriyle geliştirip ortaya mükemmel yapıtlar çıkarıyor.


Önemli Yönetmenler ve Filmografileri
Anno, Hideaki – IMDB
Fujita, Toshiya – IMDB
Fukasaku, Kinji – IMDB / MidnightEye
Imamura, Shohei – IMDB / Senses Of Cinema
Inagaki, Hiroshi – IMDB
Ito, Shunya – IMDB
Kitano, Takeshi – IMDB / Senses Of Cinema
Kobayashi, Masaki- IMDB
Kurosawa, Akira – IMDB / Senses Of Cinema
Kurosawa, Kiyoshi – IMDB
Misumi, Kenji – IMDB
Miike, Takashi – IMDB
Mizoguchi, Kenji – IMDB / Senses Of Cinema
Oshima, Nagisa – IMDB / Senses Of Cinema
Ozu, Yasujiro – IMDB / MidnightEye / Senses Of Cinema
Shimizu, Hiroshi – IMDB / MidnightEye
Suzuki, Seijun – IMDB
Teshigahara, Hiroshi – IMDB / Senses Of Cinema
Tsukamoto, Shinya – IMDB
Yamada, Yoji – IMDB
Miyazaki, Hayao – IMDB
Oshii, Mamoru – IMDB
Ôtomo, Katsuhiro – IMDB
Takahata, Isao – IMDB
Watanabe, Shinichiro – IMDB
Ayrıca Anime konusunda en gelişmiş ülke olarak sinemaseverlerin karşısına çıkmaktadır. 
Bunlara ek olarak anime tarzında büyük bir hayran kitlesi yakalayan Death Note serisinin sinema versiyonunu uzakdoğu filmlerine merak salan izleyicilere özel olarak tavsiye ediyorum.
IMDB – 7.8/10
3 serilik bu yapım 36 bölümlük animenin film versiyonu olarak çekilmiş. İnanılmaz zekice hazırlanmış bir kurgusu var … 
Not: Japonlar erotik film konusunda kendilerini o kadar aşmışlardır ki sektörün anasını ağlatmışlardır.
Detaylı bilgi


19 Nisan 2012 Perşembe

Happy Together

Nereden başlasam, nasıl anlatsam bilemiyorum...

Geçtiğimiz hafta izledim bu filmi.Çok uzun süredir, uzakdoğu klasörümde, izlenecekler arasında duruyordu.Kar Wai Wong'un yalnızca 2-3 filmini izlemiş biri olarak kendi kendime söz vermiştim önümüzdeki şu 2 hafta boyunca yönetmenin en çok yorum alan ve beğenilen filmlerini izleyeceğim diye.

Happy Together ile başladım.Öncesinde filme ait ne bir yorum okudum, ne bir sahne gördüm.Trailer bile izlemedim.Yalnızca puanına ve çok da basit olarak konusuna baktım.Önce filmin biraz konusuna değineyim sonra da bende yarattığı etkiye.


Orjinal ismi ''cheun gwong tsa sit'' olan Hong Kong'dan, Arjantin'e kadar uzanan bir hikayeyi anlatan bu film, 1997 yapımı buram buram old school görüntüler taşır.Ana karakterlerimiz Ho Po-wing ve Lai Yiu-fai eşcinsel bir çifttir.Hong Kong'dan Arjantin'e gelerek Buenos Aires'te yaşamaya başlarlar.Aslında amaçları Iguazu Şelalesine gitmektir.Aralarında bir takım sorunlar yaşayan çift, sürekli barışıp, ayrılırlar.Filmin başından itibaren bu durumu defalarca yaşıyoruz.Filmin sonunda ise ''Happy together'' 'ın ne anlama geldiğini anlıyoruz aslında.

Ho Po-wing aslında hep sorunu yaşatan kişi.Hani bazı ilişkiler çıkara ya da anlık hazlara bağlıdır ya.İşte  Ho Po-wing karakteri gerçekten böyle bir durumda bu ilişkide.Sürekli sorunlar çıkaran ama sonunda hiç bir şey yaşanmamış gibi ''yeniden başlayalım'' diyen taraf oluyor.Ama ilişkiye başladıktan sonra ise sorumsuzca davranmaya devam eden, sevdiğinin kıymetini de bilmeyen taraf.


Lai Yiu-fai ise ilişkiyi sahiplenen, gerçekten seven, sevdiği kişi ile zaman geçirmekten aldığı hazzı hiç bir şeyde bulamayan, adeta yavrusunu seven, besleyen, kollayan bir anne şefkati ile sevdiği adama bağlanmış bir karakter.Film boyunca Lai yiu'ya üzülüyorsunuz, onun bu ilişkide yaşanan sorunları hak etmediğini düşünüyorsunuz ama gerçekten gerçek hayatta olan ve bir çok insanın yaşadığı şeyleri gözümüze gözümüze sokan Kaw Wai Wong'un bu filmde anlattığı hikayede sizi en çok cezbedecek şeyi size söyleyeyim; Bu ilişkiyi sadece ''Eşcinsel'' kategorisinde değil normal bir ilişki gibi bize aktarmış olması.Yani nasıl desem hani bir çok eşcinsel temalı film vardır.Gay'lerin günlük hayatını, birbirlerini nasıl tavladıklarını irdeleyen ve direk ''seks'' teması ile öne çıkan.İşte bu tam tersi.Ve az çok başınızdan geçen bir ilişkide başınıza benzer şeyler gelmişse, bu film sizi mahvedebilir.


Seks dışında bir insana yemek yapmayı, beraber yemek yemeyi, saatlerce, hiç bir şey yapmadan, tek kelime etmeden anlaşabilmeyi, gözlerinin içine bakabilmeyi, beraber hayattan zevk almayı isteyen taraf Lai Yiu.

Mesela bazı sahneler var spoiler'a girebilir ama anlatmak istiyorum.Misal aşağıdaki sahne'de şöyle bir şey oluyor.Ho po-wing dayak yemiş ve şehirde sığınabileceği tek yer tabii ki Lai yiu-fai'nin yanı.Her ne kadar tekrar bu zorlu ilişkiye başlamak istemese de sevdiği için elinden bir şey gelmiyor ve yine onu kabul ediyor.Günlerce ona bakıyor, yemek yapıyor.Bu sahnede de elleri bandajlı olduğu için sigara içemiyor.Lai yiu sigarasını içerken onun da canının çektiğini görüyor ve sevdiği adamın dudaklarına götürüyor sigarayı.Ho po ise bir fırt alıp mutlu oluyor ve sevgilisinin omzuna yatıveriyor ve ardından Asto piazolla giriyor...


Aslında çok sahne var anlatılması gereken.Ben en iyisi susayım ve size bırakayım hikayeyi.

Film adeta dantel gibi tek tek işlenmiş.Müzikler, geçiş sahneleri, ışıklar, çekim mekanları, Lai yiu'nun sigara içişleri, bakışları, çaresizliğini ve aşkını anlatan sahneleri...

Ve '' Burada ikimiz olmalıydık'' sahnesi ile mükemmel bir film.



Sanırım en kısa zamanda filmi tekrar ve tekrar izleyeceğim.