7 Nisan 2011 Perşembe

Crows Zero (Kurozu Zero)


Takashi Miike en çok sevdiğim yönetmenlerdendir ve neredeyse tüm filmlerinden büyük zevk almışımdır. Bana göre sadece Japon sinemasının değil, dünya sinema tarihinin en arıza ve dahi yönetmenlerinden biridir. Filmleri aşırı absürddür ve mantık sınırlarını zorlar. Bazen bir filmini izlerken alttan alttan derin mesajlar verir ama o mesajları alabilmek bizim için bazen zorlaşır. Eğer ki Japon toplumunun son zamanlardaki yozlaşmışlığını dikkatli bir şekilde takip etmişseniz, insanların birbirinin ağzını yüzünü kırdığı ve oldukça kanlı olan bir filmde bile derin mesajları alabilirsiniz.

Japon toplumundaki garip çözülmeyi bir Rockstar havasında aktaran yönetmen, tüketim denen canavarın dişlerine kapılmış toplumun nasıl her geçen gün insanlığından uzaklaştığını ve insanoğlunun absürd arzuları nedeniyle mantık sınırlarını zorlayan birçok işe el attığını çok iyi aktarmaktadır. Bijita Q (Visitor Q) isimli bir filmi izleseydiniz benliğinizi kaybedebilirdiniz. Ki bu film hayatım boyunca izlediğim en arıza filmlerden biridir. Ölü sevicilikten anneyi çatır çatır babanın gözü önünde dövünceye kadar absürdlüğün sınırlarında gezen çetrefilli yapısıyla açık bir televizyon kanalında gösterilmesi imkansızdır.


Yirmili yaşların ortalarına kadar profesyonel olarak motosiklet yarışlarıyla ilgilenen Miike, 3 yıla 23 tane filmi sığdırmayı başarmış bir azmantordur. Onun filmlerini izlerken tek tek karakterlere baktığınızda ya da konuyu sorgulamak istediğinizde net bir fikir edinemezsiniz. Elle tutulur yargılara varamazsınız. Ama kurguya, tematik ve görsel unsurlara, sinema sanatının kullanılışına ve hepsinin üzerine bina edilmiş bütünsel yapıya baktığınızda çarpılırsınız. Ichi the Killer gibi insan kalbinin kaldırabilmekte zorlanacağı bir filmi izleyen, Miike’nin genel tarzından bir şeyler bulabilir. Bazen inanılmaz sanatsal filmlere imza atarmış gibi görünürken, bazen yakuza üyelerinin birbirine girdiği, sokak çetelerinin Fight Club tarzında birbirine giriştiği, bol kavgalı, kırdılı, aşırı kanlı, acımasız tematik unsurların sınırlarında gezen filmleriyle şaşkınlık yaşarsınız.

Ama neden?

Şöyle der yönetmen: “Bir filmde en az bir sahnede üzerinizden kamyon geçmiş hissine kapılmıyorsanız o benim filmim değildir!”

İnce işlerin adamıdır ve işkence takıntısı olan bir ruhun hastalıklı bir tezahürüdür Miike. Film bittiğinde ise her türlü yoruma açık bulursunuz kendinizi.


2007’de birinci ve 2009’da ikinci serisi yayınlanmış olan Crows Zero isimli filmi ise tarzıyla beni duvara mıhladı desem, yeridir. Öncelikle öyle vurdulu kırdılı, dövüşlü filmleri pek sevmediğimi söylemeliyim. Ama ne hikmetse bu filmi izlerken her saniyesinden inanılmaz keyif aldım. Adeta bir animeden fırlamışçasına birbirinden karizmatik bir çok ön ve yan karakterin olduğu, acımasız ve oldukça profesyonel çekilmiş dövüş sahneleriyle, bu dövüş sahnelerini ve arka plandaki tematik unsurları muazzam bir görsellikle gözlerimize seren Miike, efsanesini devam ettirmişti. Bu filmler o kadar beğenildi ki, ısrarla serinin üçüncü bölümü bekleniyor.


Filmden basitçe bahsetmek gerekirse; bir yakuza patronunun oğlu olan Genji, babasından daha iyi olduğunu kanıtlamak ve ileride onun varisi olabilmek için Suzuran adı verilen oldukça belalı bir lisenin liderliğini ele geçirmek üzere bu liseye geçiş yapar. Bu lise bildiğimiz liselere hiç benzememektedir. Hocaları olmayan, çevresi ve sınıfları çöp yığınını andıran, tüm camları indirilmiş, adeta terkedilmiş bir fabrika havasına sahip, eğitimin ve hocaların olmadığı ve polislerin ayak basmaya tırstığı bir yerdir. Lisenin kendi içinde hep bir liderlik mücadelesi vardır. Genji, sırayla herkesi kendi tarafına çekmeye başlar. Bunlar olurken birbirinden amansız dövüşlerin haddi hesabı olmaz.

Film genelde daha çok kanlı dövüşleri içerse bile, özünde hayata dair ilginç anekdotlar sunuyor. Suzuran eğer hayatın kendisi, hayatın en çok mücadele edilmesi gereken yönü ise, oradan savaşarak lider çıkmak ve nihayetinde mezun olmak ise hayata dair zorlukların üstesinden gelmekle eşdeğer. Filmde bazen gözlerimize serpiştirilen yakuza patronlarının bile kendilerine ait sağlam prensipleri var. Bazen dostluğun önemini fark edersiniz. Arkadaşınız için acı çekersiniz. Hatta onun için ölümü bile göze alırsınız.


Suzuran’da geçen hayat zordur. Eğitim yoktur. Tamamen bir güç çatışması söz konusudur. Suzuran’dan mezun olan ise kendisini hayatın çok farklı bir noktasında bulur. İş adamından zengin bir insanoğluna kadar. Geriye serseriliğe dair hiçbir şey kalmamıştır. Bazen de sonuna kadar bu ruhu kanınızda taşırsınız. Yaşınızın iyice ilerlemesi bunu hiç değiştirmez. Tüm bu mücadelelerin sonucunda asıl ortaya çıkan kilit kelime ve hayat temel yapıtaşlarından biri özgürlük ve bir kuzgun, bir kuş gibi rahatça uçabilmektir. Filmin bir çok anına serpiştirilmiş canlı konser performansıyla kulaklarımıza sunulan şarkılar, etkileyici sözler ise bu filmi tam anlamıyla bir şaheser haline getiriyor.

Vahşi tarafta yaşayan arkadaşlarıma
Bir sözüm var.
Şu uzaklaştıkça titreyen ışık
Bir gün seni buradan dışarı çıkarabilir.

Un ufak olmuş bir ikindi kesişiminde
Kanatsız bir kuş sürüsü görüyorum
Ne olduklarının farkında olmadan
Hayatta kalmaya çalışıyorlar

Güneş kanatlarını yakmış
Uçamıyorlar bile.
Ama hepsinin bir sevdası var.
Uçmak ve uçmaya devam etmek istiyorum.

Kendi kendine yaşamanın anlamı ne?
Seni zapt eden bombadan kurtul.
Her mevsimle yeni bir keşif gelir.
Değişmek ve değişimi sürdürmek istiyorum.

Bu liriklerin özünü anlayanlar bu filmin derinliğini de fazlasıyla anlayacaklar. Bizler ve filmde olan karakterler, tüm dünyadaki insanoğlu bir kuş. Uçmak isteyen.. Uzaklara gitmek ve özgürlüğün tadını çıkarabilmek isteyen.. Filme göz atanlar, bu yoğun düşünce helezonlarının boyunduruğunda uzun süre kendilerinden geçerken bulacaklar kendilerini.


Güneşin battığı, sağanak yağmurların yağdığı, onlarca kişinin şemsiyeyi elinde taşıdığı, atletizm salonunun ateşe verildiği ve bunun gibi bir çok sahnede ortaya konan görsellik tek kelime ile muazzam. Kilitlenip kalıyorsunuz. Şu ana kadar izlediğim en etkili filmlerden biri oldu Crows Zero serileri. Miike’nin hiçbir filmini boş geçemem zaten. Çünkü adamın boş bir filmi yok gibi birşey!

Kurozu Zero I: http://www.imdb.com/title/tt1016290/
Kurozu Zero II: http://www.imdb.com/title/tt1232831/

3 yorum:

  1. Bu filmi geçen gün indirmiştim.Hafta sonu izleyelim bari.

    YanıtlaSil
  2. çok iyi bir film tavsiye ederim.sonuda açık bitti henüz kesin olmasada 3. film söylentileri var

    YanıtlaSil
  3. Revenge ,The love Story, setrettinizmi bilmiyorum ama mukemmel bir film, konusuyla ozellikle siradisi finaliyle harkulade bir film, sayfanizda tanitirsaniz sevinirim tesekkurler.

    YanıtlaSil